İzleyiciler

30 Nisan 2013 Salı

BAKIMLIYIM BAKIMLISIN BAKIMLI: !!! Dermobakim.com İşbirliği ile Tam 7 Kişiye Hedi...

Bakımlıyım bakımlısın bakımlı blogunun sahibi süpper bir çekiliş yapıyor! Katılmadan yapamadım. Siz de katılmak isterseniz aşağıdaki yazıyı inceleyiniz. Açıklama direkt blogdan alınmıştır.


Merhaba ;

Dermobakim.com 'u artık hepimiz tanıyoruz. Pek çok kozmetik ve dermokozmetik markanın eczane güvencesiyle  ama eczane fiyatının çok çok aşağısında alınabileceği bir site.

En sevdiğim Dermalogica ,  FDA onaylı Benev ve daha pek çok cilt bakım ürünleri markası  Dermobakım ' da %15 den  %50'ye kadar olan indirimlerle satışta. ( Mesela bu aralar Benev'de çok güzel bir kampanya var ve tüm ürünler %20 indirimli, Ya da oje severler için Sally Hansen'da ikinci oje bedava kampanyası var, kozmetik olsun diyorsanız da piyasadaki en uygun fiyatlı Physicians Formula ürünleri yine Dermobakim.com 'da )

Bu  hediye etkinliğinde tam 7 kişi aşağıdaki ürünlerden birinin sahibi olacak



(Ürünlerin ismine tıklayarak daha ayrıntılı inceleyebilirsiniz)

"DERMALOGICA "
 Her saç tipi için parlaklık veren, suni koku ve renklendirici içermeyen nazik, günlük bir şampuan. Seveni çok ve özellikle de makeupalley'de yüksek puan almış.
Yağlı ve problemli ciltler için uygun ; cildi pürüzsüzleştiren, büyümüş gözenekleri hedef alan , yağsız özel formüle sahip bakım kremi.

"BABE"
 Blogumda da yazısını bulabileceğiniz çok iyi bir güneş kremi. Sivilce, kızarıklık vb sorunlar yaratmıyor, tam yağlı ciltlere göre. Ayrıca cruelty free
Makyaj öncesi ve sonrası kullanılabilen; cildi koruyan ve yatıştıran ; nar özü , beyaz yeşil çay  ve deniz yosunu özleri içeren sprey
 Hydreane bb kremin seveni çok. Bu kofrede  ise yine aynı markanın dolgunlaştırıcı maskarası ile birlikte.

"DDF"
Hassas ciltler hariç tüm lekeli cilt tipleri için yüz ve vücutta kullanılabilecek bir temizleyici. Cildi canlandırma, aydınlık bir görüntü verme ve pürüzsüz bir cilt yapısı oluşturmaya yardımcı olma gibi güzel özellikleri var.

"BIODERMA"
Bioderma Sebium AKN Krem
Siyah nokta eğilimli ciltler için günlük arındırıcı bakım kremi. Ben de kullanıyorum ve oldukça da memnunum.


Read more( Daha fazlası için): http://bakimliyimbakimlisinbakimli.blogspot.com/2013/04/dermobakimcom-isbirligi-ile-tam-7.html#ixzz2RtgYTV2G
Follow us: @bakimliblog on Twitter | BakimliyimBakimlisinBakimli on Facebook

26 Nisan 2013 Cuma

Parfümevi

Merhaba,

Aylardır bloglarda dönen parfümevi tanıtımları oldukça ilgimi çekiyordu. Daha önce birçok markanın açık parfümünü denemiş olan, açık parfümlere karşı önyargı taşımayan biriyim. Tanıtımların neredeyse %100'lük bir kısımdan olumlu yorumlar okuyunca içten içe bir "Hadi canım, o kadar da değildir!" desem de denemeye karar verdim. 


Orijinal parfümlerin linklerine tıklayınca site sizi açık versiyona yönlendiriyor. Bu sayede acaba hangisi şu hangisi bu diye aramaya gerek kalmıyor. Aslında Marc Jacobs-Lola ile Outspoken By Fergie'yi almaya niyetlenmişken 3 ürün alımında kargo bedava olunca herkesin çok övdüğü DKNY-Be Delicious'u da alayım dedim. 3 ürün toplamda 35 tl tutarken kargo bedavaya geldi. 


Sipariş verdiğim günün akşamına ürünler kargoya teslim edildi. Sabırsız bir insan olarak parfümevi'nin bu hareketine 5 yıldız 10 puan benden! 



Ürünleri kullandığım diğer açık parfümlerle kıyaslayacak olursam:

  • Diğer açık parfümlerde istisnasız olarak baskın olan o alkol kokusu kesinlikle bu ürünlerde yok.
  • Kullandığım diğer parfümlerde tenime gelen ürün yapış yapış yağlı bir his verirken bu parfümlerde böyle bir yağlılık hissi yok.
  • Açık parfüm kullanmaktan nefret ettiren beyaz kıyafette sarı lekeler bırakma sorununu bu parfümlerde yaşamadım. 
  • Foş foş foş hiç çekinmeden sıktığım diğer açık parfümler 1 saat içinde etkisini yitirirken parfümevi parfümleri buram buram olmasa da ertesi gün dahi kokusunu kaybetmedi. Hatta duştayken bile kokusunu hissettim. Sanırım saçıma gelen üründen ötürüydü bu his. 
  • Ürünün kapak kısmı diğer markalardan 1-0 önde zaten! Gönül rahatlığıyla çantaya atıp çıkmalık! Akma derdi yok.
  • Şişe tasarımlarının diğer markalardan çok önde olduğu su götürmez bir gerçek zaten.



İlk etapta bu kadar beğeneceğimi hiç düşünmemiştim. 

Orijinalleriyle karşılaştıracak olursam:

Marc Jacobs-Lola daha önce orijinalini kullandığım bir parfümdü. Lola sıkıldığında ağır bir kokuyken zamanla hafifleyip güzelleşiyor. Loca ise o ilk baştaki ağır kokuyu taşımıyor. Orijinaline göre daha hafif ki ben bu kokuyu bu halde daha çok sevdim.



İkinci olarak Outspoken By Fergie yi seçtim. Orijinaliyle birebir diyebilirim. Kesinlikle çok karakteristik bir koku! Parfümevi ismi ise Ottawa.



Son olarak her zaman merak ettiğim ama hiç deneme şansı bulamadığım DKNY-Be Delicious ı seçtim. Parfümevi'ndeki ismi Belinda Mod olan bu parfüm dünyanın en güzel kokusu filan olmalı. Orijinalini denemediğim için benzerliğini bilmiyorum. Fakat Belinda Mod'u her kullanışımda hık diye nefessizlikten gideceğim diye korkuyorum, kendimi koklaya koklaya bitiriyorum. Müthiş bir koku. Çiçek bahçesi edasında geziniyorum bu kokuyu her sıkışımda.


Bundan sonra kesinlikle başka açık parfüm markalarına yanaşacağımı dahi düşünmüyorum. En azından parfümevi kapanana dek bu durum böyle sürecek. Site üzerinden baktığımda Hatay, Osmaniye, Kastamonu, İstanbul ve Aydın'da bayilikleri olduğunu gördüm. Umarım en kısa zamanda bayiliklerini çoğaltırlar. Bundan böyle daimi müşterileri olarak bu dileğim çok samimice ^.^


Bu arada bloglarda görüp görüp meraklandım demiştim ya hani. Bir diğer merakımı uyandıran yorumlar da ekşisözlük'teydi. Bir ürün satın almadan önce Ekşisözlük yorumlarını okumayı ihmal etmiyorum.

Sevgiler.

18 Nisan 2013 Perşembe

Pastel New Year Glitter 313

Pastel'in geçen yıl yılbaşı için çıkardığı "new year glitter" serisinin 313 numaralı ojesini, gözüme oldukça sevimsiz görünen Essie-Power Clutch'ın üstüne 2 kat olacak şekilde sürdüm. 

Pastel 313 tek başına sürülmek istenirse 3 kat uygulanmalı. 3 kat oje mi olurmuş ya diyenler için tek kat siyah, zümrüt yeşili, koyu gri gibi renklerin üzerine 1 kat yeterli gelebilir.


Şeffaf bazda olsaydı açık renk ojelerle de güzel durabilirdi. 
Sim yoğunluğu&renklerin uyumunu çok sevdim.
Alınalı 1 yılı geçmesine rağmen ilk defa kullandım. Büyük hata!

16 Nisan 2013 Salı

Essie - Power Clutch


Herkese tipik bir Doğu Karadeniz havasından merhaba!
Hava böylesine iç karartıcı, yağmur böylesine heves kaçırıcıyken bugün allı, pullu, güllü, dallı oje günü olamazdı.


En az şu anki ruh halim kadar sevimsiz bir renk olan power clutch'ı süreyim dedim.
Tırnaklarıma yakışmasa da havaya ve ruh halime yakıştı.



Sevgiler.

11 Nisan 2013 Perşembe

Evde Saç Boyama / Akos-Gelincik Kırmızısı

Merhaba!

Saçlarını 16 yaşında direkt olarak çilek kırmızısına boyayan bir şahıs var karşınızda! Saç konusunda cesurum diyebilirim. Sadece küt-kısa kestirme fobim var geri kalan her şey serbest!

Boyama işlerine kızılın en uç tonlarıyla başlayınca bir daha da doğal rengime dönemedim. Zaman zaman dönmek istedim, ama olmadı. En son küçük bir ilçede (bu bahsettiğim köy kıvamında bir ilçe) öğretmenlik yapmaya başlayınca fazla dikkat çekmek istemediğimden doğal tonlara yöneldim. Saçımda kat kat kızıl boya olduğundan bu işi evde beceremeyeceğimi biliyordum. Neticede kendini bilen bir insanım :P Hoop cebimize de 2 kuruş para girince bas kafama açıcıyı koooför beey dedim. Ama saçlarımı sarı yap demedim... Kuaförden çıkıp sevgilimin yüz ifadesini görmem yetti de arttı artık her şeyin çok geç olduğunu anlamama. Doğal saç rengi (koyu kahve) isterken, resmen sarışın sarışın çıktım o tükandan! Sanırım doğal saç rengimin sarı olduğunu düşündü kuaför. Oysa ki ne Almanım ne de o cins bir varlık. Sarı saça boyanmak asla yapılmayacak şeyler listemin başındaydı oysa ki o güne kadar...

Derken günler günleri kovaladı. O saça 9 günden fazla tahammül edemedim. Koleston koyu kumralla yoluma devam edeyim dedim. O da sadık çıkmadı. 1 haftada resarışınlık yaşadım. Korkunç günlerdi. Bir süre daha kaderime boyun eğmeyi seçtim. (O süre 1 aydan fazla olamadı.)

2 ay kadar önce yetti gari diyerek Palette'nin sonbahar kızılına boyadım saçımı. "Ohhh" dedim aynaya bakınca. Resmen kendim olmuştum. Artık çirkin değildim. Her şey yaşasındı. Ama o da nesiydi? Kızılın lanetine uğramıştım. Ona sadakat göstermediğim için artık saçımı reddediyordu kızıl. 10 gün bilemedim 15 gün sonra saçlarım bir daha açıldı açıldı açıldı... Sadece diplerde 1 cm kızıllık kalmıştı. O ne çirkin bir görüntüdür! Karman çorman, içinde kızıldan kahveye her tonu barındıran ve yüzüme asla yakışmayan bir renk!
Ahanda böyle!


Belki ton farklılıkları olmasa birçok kişiye yakışacak bir renk bu üstteki. Ama o kişi ben değilim. Yüzüm aşırı derecede soluk görünüyor bu tonlarla. Hastalıklı gibi oluyorum. Ya kendi saç rengim olacak. Ya da kızıl.

Nitekim dayanamayıp tekrar kızıla boyadım biraz önce. Nasıl olsa artık çok çabuk akıyor. Akos'un çilek kırmızısına boyamaktı niyetim ama bulamayınca hemen hemen aynı görünen gelincik kırmızısını aldım. Boyayı saçımda 15 dk filan tuttum korktum pespembe bir kafam olacak diye. Dipleri bakırımsı oldu yine homojen bir boyama olmadı malesef. Ama sorun yok. Şu an gayet mutluyum ^.^

(Gün ışığında, gölgede)

(güneşte)

Bu boya saçımda ne kadar tutunabilir orası meçhul. Zira akos bir koleston değil kalite konusunda. Kızıl küstü orası kesin ama saçlarım da küserse o zaman yandım demektir! Boya üstüne boya boya boya boya... 

Neyse yazdıklarımı baştan okudum da biraz fazla abartmışım :p 
Sevinçtendir efendim sevinçten ^.^
Hoşçakalın.

7 Nisan 2013 Pazar

KPSS

Hiç bir harf grubu beni daha önce bu kadar yormamıştı.
Artık gözlerimi taşıyamıyorum.
O kadar yorgun, o kadar ağırlar ki...
Son 3 ay kala sınav sonucumun %50'sini belirleyecek bölüme daha elimi bile sürmedim.
Çünkü "alan sınavı" adı altında gelen saçmalığın deneklerinden biriyim!
Ne anlatacağını bilemeyen hoca çok.
Ama ortalıkta kitap yok, kaynak yok!


Uyuyamıyorum.
Bölük pörçük uykumun arasında bir de "Acaba kalkıp biraz daha çalışsam mı?" diye kendimle cebelleşiyorum.
Her gece rüyamda uzaktan eğitim dersi alıyorum.
Atanamamaktan çoook korkuyorum...
...

3 Nisan 2013 Çarşamba

Keşke...

Keşke saçlarımı bu kadar canlı kızıla çevirebilsem.
Kızıl küstü bana.
4-5 yıl üst üste her tonunu kullanıp kumrala kahveye dönünce kesin küstü.
Ama barış sağlamak için Garnier'in "sonbahar kızılı"yla bir dönüş yapmak istedim kendisine.
Ne yazık ki barış sağlayamadık.
2-3 yıkamada tekrar bildiğin kahverengi saçlara döndüm :(
Yıllar yılı kızılı günah keçisi yaptık.
Kızılın üstüne boya tutmaz dedik.
Kahverengi de tutmuyormuş ki.
Bak noldu şimdi?


Bu arada fotoğraftaki şahsiyetin saçlarının rengi kadar gürlüğü, dalgası, her şeyi çok güzel.

Bir aralar bir markanın çilek kızılı isimli bir boyasını kullanmıştım. Aynen böyle olmuştu saçlarım. Markayı hatırlamıyorum. Gören, duyan, bilen olursa söylesin lütfen. :(

Garnier Bal Özlü Nemlendirici-Çok Kuru Ciltler İçin

Geçtiğimiz yazdan beri cildimde nedenini bilmediğim bir kuruluk başladı. Aynı zamanda özellikle yüzümün sağ yarısında şimdiye kadar yarısına bile sahip olmadığım sivilceler oluştu. Ben buna gecikmiş ergenlik diyorum :p Çalışmaya başladığımdan beri her gün makyaj yapıyorum. Sanırım cildim buna reaksiyon gösteriyor. Bir hafta makyaja ara vermeyi denediğimde yeni sivilce çıkmadı. O gün bugündür makyajı haftada 3-4 güne düşürdüm. Bu arada belirteyim bu sivilcelenmeler başlayana kadar yüzümde(o da sadece alnımda olmak şartıyla) belki on tane bile sivilce çıkmamıştır toplamda. O yüzden yüzümün bu hale gelmesi oldukça moral bozucu oldu. Yeni sivilce çıkmasa da kalan izler sinirimi bozmaya yetiyor :( 

 Cildimin kuruluğu için arayışta olduğum dönemlerde Garnier'in bal özlü nemlendiricisiyle tanıştım. Balın gücüne inanırım, o yüzden bu nemlendirici beni kolay cezbetti.


Kapağını açana kadar her şey çok iyiydi. Kırmızı öksürük şuruplarını düşünün. Hah işte bu nemlendirici aynen öyle kokuyor! Koku konusuna pek fazla takık değilim. Ama bu nemlendiricide bu koku öyle baskın ki sürüldükten sonra birkaç saat çok rahat hissediliyor. Rahatsız edici olduğunu düşünüyorum. Koku bu kadar baskın olduğuna göre içindeki alkol oranı epey yüksek olmalı, gün ışığına çıkacağım zamanlarda pek elim gitmiyor bu yüzden. Kutusunu attığım için içeriğini yazamıyorum ne yazık ki.


Cildim çok kuru olmasına rağmen bu nemlendiriciyi kabul etmedi. Çabuk emilen bir yapıya sahip değil. Makyaj altına kullanmak mümkün değil. Kokusu rahatsız etse de gece yatarken az bir miktar kullanıyorum. 

Losyon gibi hafif bir yapısı var. 


Ürün 50 ml. 
12 ay ömrü var.
Yanlış hatırlamıyorsam 10 tl civarı bir fiyata aldım.
Sevmedim.

2 Nisan 2013 Salı

Sanat Küçük Kalplere Dokunuyor

Sanat, tıp ve iş dünyası, kalp hastası çocuklar için el ele veriyor. Ünlü ressam Renée Niklan’ın 17 eseri, 10-14 Nisan tarihlerinde Ekavart Gallery’de sergileniyor. Ekavart Gallery nerede diyenlere, işte adres:  The Ritz-Carlton Hotel, Süzer Plaza, No: 15, Gümüşsuyu-İstanbul. Sergi, çarşamba-cuma günleri 11.00-18.30, cumartesi günü ise 12.00-18.30 saatleri arasında gezilebilir.

Bu serginin diğerlerinden farkı ne derseniz, salt bir resim sergisi olmanın ötesinde bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi niteliği taşıdığını söyleyebiliriz. Sergideki eserlerin satışından elde edilecek gelirin tamamı, gelişmekte olan ülkelerde doğuştan ya da sonradan kalp hastası olan çocukların tedavi edilmesi için kullanılacak. Tedavileri, bu işe gönül vermiş bir avuç tıp insanının kurduğu Herkes İçin Kalp Derneği (www.cptg.ch) gerçekleştirecek. Dernek, modern tıbbın sunduğu olanaklardan yararlanamayan bu çocukların İsviçre’de ya da kendi ülkelerinde ücretsiz tedavi olmalarını sağlıyor.

Ne yazık ki, gelişmekte olan ülkelerde her yıl yaklaşık 2 milyon çocuk kalp bozukluklarıyla doğuyor ve bu çocukların yarısı maddi kaynak veya sağlık sektöründeki insan kaynağı yetersizliği nedeniyle ilk iki yıl içinde yaşamını yitiriyor. Bu ülkelerde açık kalp ameliyatı olmayı bekleyen çocukların sayısı ise 8 milyonu buluyor.

Herkes İçin Kalp Derneği’nin kurucusu Ord. Prof. Dr. Afksendiyos Kalangos. Kalangos, iki kez Nobel Tıp Ödülü’ne aday gösterilmiş bir kalp cerrahı. Bu alanda 14 ayrı teknik geliştirmiş. Son 100 yılın en iyi cerrahlarından biri olarak tanınıyor. Ayrıca, dünyanın en prestijli tıp ödüllerinden Fransız Tıp Akademisi Ödülü’ne sahip.

Sergi, Alvimedica’nın sponsorluğunda gerçekleştirilecek. Alvimedica Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton, hayır amaçlı bu tür etkinliklere özel önem veriyor ve Herkes İçin Kalp Derneği’ni yürekten destekliyor.

Niklan’ın mutluluk, umut ve sevgi mesajları içeren eserlerinden oluşan  “Sanat Küçük Kalplere Dokunuyor” temalı sergisini mutlaka görün. Gidemem diyorsanız, sergiyi Türkiye’nin ilk online sanat televizyonu www.ekavart.tv’de de izleyebilirsiniz. Resimler, yüreğinizi ısıtacak…

Hem dernek hem de sergi hakkında şuradan bilgi alabilirsiniz: http://alvimedica.com/hearts-for-all/tr/

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

Golden Rose 237

Geçtiğimiz haftalarda Golden Rose'dan bir paket almıştım. İçerisinde göz kalemi, tekli mat far, manyetik oje ve bu güzel bahar rengi ojenin bulunduğu paket tamamen bir sürpriz oldu benim için. Öncelikle Golden Rose'a ve Burçin'e hediyeler için teşekkürler! :) Paket elime geçtiğinden beri ikinci kez kullandığım 237 numaralı ojeyle başlamak istedim tanıtıma. Uzun zamandır oje yazısı yazmamışım onu fark ettim. Nasıl yazacağımı bile unutmuşum :))


Golden Rose 237 tam bahara yakışacak bir renk. Tırnakta oldukça kibar bir duruşu var. Işığa göre pembe/turuncu görünüyor. Ojenin tazeliğinden olsa gerek sürümü çok kolay, kuruması gayet hızlı. 

Bu arada bu renk benim allıkta ve rujda da favorim! Tam da bu tonda allık ve ruj tavsiyesi olan var mı? (Elbette kolay ulaşılabilir markalardan olmak kaydıyla:) )

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...